Merhaba, biz sizi Taş Masalları ile tanıdık.
Öncesinde neler yapıyordunuz?
Mesleklerimizle ilgili işlerin yanında
çocuk edebiyatı okumaları yapıyorduk. BeyazBulut (Her yaştan çocuklara edebiyat
dergisi) için masallar yazıyorduk. Masallar okuyor, anlatıyor ve dinliyorduk.
Oyunlar oynuyorduk.
Taş Masalları nasıl ortaya çıktı?
Masal dinlemeyi, okumayı, anlatmayı
seviyorduk. Oynamayı da… Taş topluyorduk ama pek çok yetişkinin yaptığı gibi
düzgün, beyaz ya da parlak taşlardı bunlar. Bir gün beş yaşındaki bir
arkadaşımız bize kumsaldan topladığı farklı renk, şekil ve boydaki taşları
getirdi. Bunlar pek çok yetişkinin toplamayı tercih edeceği cinsten taşlar değildi.
Bu taşlarla oynamaya başlayınca bir takım resimler ortaya çıkmaya başladı sonra
bu resimler hareketlendi ve kendi masallarını anlatmaya koyuldular. Küçük
arkadaşımızın doğaçlama topladığı taşlarla resimler ve masallar doğaçladık.
Sonrasında taş toplarken renk, boy, şekil çeşitliliğini hep gözettik. Ümit
taşlarla oynarken Elif bunlarla güzel kitaplar olabilir dedi ve böylece çıktık
yola.
Kitaplarda nasıl bir iş bölümü var?
Tam anlamıyla sınırlar çizemeyiz doğrusu.
Sürekli karşılıklı diyalog ve etkileşim vardı. Tıpkı ilk kitaptaki gibi J
Birlikte doğaçladık, oynadık, hayaller kurduk, keşfettik ve masallaştık.
Peki, taş sizin için nasıl bir malzeme? Neden
taşlar insanı çocukluğuna götürür?
Doğal bir malzeme. Çocuk, masal ve tabiat
arasında sıkı bir ilişki var. Küçük bir çocuğun yağmurla, yavru hayvanlarla,
çiçeklerle nasıl heyecanlandığını, coştuğunu biliyoruz. Çocuklar tabiattan
korkmadan onu severek büyürlerse iç dünyaları da serpilip gelişebiliyor. Biz,
çocuklar taşa toprağa dokunsunlar, doğal bir malzemeyle oynasınlar istedik.
Taşların üzerine resimler yapıyorduk
önceden ama uzun bir süredir doğal hâlleriyle oynamayı tercih ediyoruz.
Seride her kitapta ayrı bir öykü var ve
bunlar sorularla bitiyor. Sorularla neyi hedeflediniz?
Bazı anahtar kelimelerimiz var:
Yaratıcılık, doğaçlama, oyun ve masal. Biz her çocuğun ve her yetişkinin elinde
farklı okumalarla, her seferinde yeniden şekillenebilecek kitaplar tasarlamaya
çalıştık. Soruların tek bir cevabı yok. Her çocuğun cevabı farklı olabilir.
Hikâyelerin alt metinlerinde elbette birtakım değerler var. Birlikte oynama,
yavaşlayarak hayatı fark etme, problem çözme, kendini tanıma, kendi kalarak biz
olabilme… Fakat biz bu değerleri didaktik bir dille dikte ettirmek istemedik.
Çocuğun sorarak, sorgulayarak kavramasını hedefledik. Taşlangoz’un Masalı’nın
sonunda bir çocuk “Taşlangoz hâlâ hızlı olmak istiyormuş.” diye cevap verebilir.
Bu onun tercihi. Yaptığı seçimin onu nereye götüreceğini bu masalla fark
edebilir. Kimi sorularımız doğaçlamayı teşvik etmek için metni açık uçlu hâle
getiriyor. Kimi sorularda mesela İsimsiz Taşın Masalı’nda çocuğun karakterle
özdeşleşmesi sağlanıyor (bazı çocuklar etkinliklerde kendi isimlerini söylüyor
veya kendi özelliklerine dair sıfatları) bir taraftan da bir ismi hak etmek söz
konusu tabii bu masalda. Bunun için yola çıkmak ve engelleri aşmak gerekiyor.
Bir isim sahibi olmanın insanın varlığını nasıl anlamlandırdığı Dede Korkut’tan
Ursula LeGuin’e ve Miyazaki’ye kadar örneklerle çeşitlendirilebilir.
Gittiğiniz fuarlarda ve etkinliklerde
kitapları çocuklarla tanıştırdınız. Okurlarınız kitaplarla nasıl bir etkileşime
girdi? Farklı yaş grupları farklı tepki verdi mi?
Çocuklar
kelimelerle yaptığımız oyunları sevdiler ve bu oyunları çeşitlendirdiler. Bizim
Taşlangoz’umuzun Taşlumbağa’mızın yanına bir çocuk Taşlan ekledi, bir diğeri
Taşabaş diye bir isim doğaçladı. Biz de çocuklara okurken anahtarın anahtaş
olabileceğini fark ettik. Uygulamalar sırasında en az iki kişiden oluşan
gruplar yapıyoruz. Grup üyeleri taşlarını karıştırıyor ve birlikte oynuyorlar.
Konya’da gruplardan biri taşlardan bir şehir kurmaya başladı sonra yavaş yavaş
kendiliğinden diğer gruplar taştan yollar ve köprülerle bu şehre bağlandılar. Taş
Oyunları’nı bir kez oynayabildik henüz ama çocukların yaratıcılıklarının nasıl
açığa çıktığını gördük.
Bunun gibi pek
çok farklı örnek var tabii her bir etkinlikten hatıralarımıza kaydolan. Bazı
etkinliklerde çocuklarla birlikte öğretmen arkadaşlar, anneler de dâhil oldu
oyuna.
Okul öncesinden
başlayarak ilköğretim, ortaokul ve lise öğrencilerinden ve öğretmenlerinden
coşkuyla cevap aldık masallı oyun çağrımıza diyebiliriz.
Ayrıca etkinliklerimizde
fark ettik ki çocuklar hâlâ taş topluyorlar hatta bazı anneler kitaplarımızı
gördükten sonra pişmanlıklarını dile getirdiler. Meğerse çocuklarımız yanlış
bir iş yapmıyormuş keşke onların topladığı taşları atmasaydık dediler.
Taş Masalları 6 kitap olarak mı tasarlandı?
Devamı gelecek mi?
Taş Masalları 6 kitap olarak mı tasarlandı?
Devamı gelecek mi?
Altı kitap olarak tasarlandı ama oynarken ve doğaçlarken pek
çok proje hazır hâle geldi. Yani şu an birbirimizle paylaştığımız projeler var.
Devamı biraz da yayıneviyle birlikte alınabilecek ortak bir karar.
Teşekkür eder ve Taş Masalları'nın başarılarının devamını dileriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder