22 Nisan 2016 Cuma

Maviş Bulut Ve Minnoş Kedi

Merhaba. Bugün blogumuzda konuğumuz Maviş Bulut. Daha önce blogumuzda çok değerli arkadaşım Mustafa Atış'ın bizim için yazdığı Küçük Bulut Maviş öyküsünü burada , öykünün videolu anlatımını ise şurada yayınlayıp Maviş'in maceralarının devam edeceğinin müjdesini vermiştik. İşte TRT Çocuk'a yıllardır emek veren Atış'ın akıcı kaleminden taptaze bir Maviş öyküsü; "Maviş Bulut ve Minnoş Kedi"





Maviş Bulut ve Minnoş Kedi


     Maviş Bulut, kendini rüzgara bırakmış, gökyüzünde bir o yana bir bu yana salınıyordu. Tıpkı salıncakta sallanan çocuklar gibi. Bir yandan da aşağısını seyrediyordu.

     Aşağıda akasya ağacının en üst dalında dolaşan yavru bir kediyi farketti. Maviş gözlerine inanamadı, yavru kedinin orada ne işi olabilirdi ki!

     Maviş’in gözleri yavru kedinin annesini aradı, ama maalesef ortalarda görünmüyordu.

  
   Ağaç tepesindeki bu yavru kedinin adı Minnoş’tu. Minnoş, bu yıl doğan dört yavru Van kedisinden biriydi. Van kedilerinin en önemli özelliği tüylerinin beyaz ve gözlerinin mavi-yeşil olmasıydı. Minnoş’un da içinde bulunduğu bu kedi ailesini ev sahibi çok seviyordu.

Yavru kedilerin içinde en meraklısı oydu. Yaşadıkları ev akasya ağacının yanındaki apartmanın en üst katıydı. Ancak Minnoş doğduğu günden itibaren evdeki her yeri her şeyi merak ediyordu. Annesi onu ne zaman arasa bulamıyordu. Bütün evi dolaşmak zorunda kalıyordu, bazen onu çamaşır sepetinin içinde, bazen bir örgü yumağının peşinde, bazen de perdelerin arkasına saklanmış halde buluyordu. Ama bugün nereye baktıysa Minnoş’u bulamamıştı.

     Oysaki Minnoş pencerenin hemen dışındaki Akasya ağacının en üst dalındaydı. “Miyav Miyav “diye bağırsa da annesine sesini duyuramıyordu. Çünkü pencereler kapalıydı. Halbuki daha yarım saat öncesine kadar pencereler açıktı. Ev sahibi evi havalandırmak için pencereleri açmıştı. Yerinde duramayan Minnoş pencerenin açılmasını fırsat bilmiş ve hemen pencerenin dışındaki akasya ağacının dalına atlayıvermişti. Bunu bir oyun sanıyordu Minnoş. Rüzgarın etkisiyle dal pencereye bir yaklaşıyor bir uzaklaşıyordu. Pencereye çok yaklaştığı bir anda Minnoş dalın üzerine atlayıvermişti. Dalın üzerinde durmak hiç de kolay değildi. Rüzgarın da etkisiyle bir an düşme tehlikesi geçirdi. Tırnaklarını dala sıkı sıkıya geçirerek dalın gövde tarafına doğru ilerlemeye başladı. Arkasına döndü pencereye baktı, artık dalın ucuna kadar gidip oradan pencereye atlaması imkansızdı. Zaten tam o sırada ev sahibi de gelip pencereyi kapatmıştı. Şimdi artık eve ulaşması imkansızdı. Miyavlayarak yardım istiyor ama onu kimse duymuyordu.

     Bir kimse dışında. Onu tek duyan Maviş Bulut’tu… Ama o da nasıl yardım edeceğini bilemiyordu. Tam bu sırada Minnoş’un annesi pencerenin kenarına gelmiş ve ağaçtaki Minnoş’u fark etmişti. Fark eder fark etmez o da miyavlamaya başlamıştı. Dışarıdaki rüzgar etkisini arttırmış, dal pencereden epeyce uzaklaşmıştı. Minnoş, şimdi dalın gövdeye yakın kısmında duruyordu. O da annesini fark etmiş, çaresizce annesine sesleniyordu. Minnoş’un annesinin sesini ev sahibi duymuş ve hemen yanına gelmişti. Pencereden bakınca o da Minnoş’u fark etmiş hemen pencereyi açmıştı. Minnoş’un pencereye ulaşması imkansızdı. Ev sahibi ne yapacağını bilemedi. Pencereden uzaklaşırken bir an geri döndü ve pencereyi kapattı. Artık pencereye ulaşması imkansızdı.





     Maviş’in aklına çok güzel ve eğlenceli bir fikir geldi. Alçalarak Minnoş’un yanı başına geldi. Minnoş bulutu görünce sevindi. Maviş “Merhaba ben Maviş, sana yardımcı olmaya geldim.” dedi. “Teşekkür ederim benim adım da Minnoş, ama artık pencere de kapandı, eve geri dönmem imkansız.” dedi. “Umutsuzluğa kapılma, ama sakın bir daha tek başına böyle şeyleri deneme” dedi. “Tamam, söz.”dedi Minnoş. Maviş “İzle bak ne yapacağım.”dedi. Ve bir anda Maviş bulut şeklini değiştirmeye başladı. Minnoş hayretle Maviş’i izlemeye başladı. Bulut, Minnoş’un bulunduğu yerden aşağıya doğru uzamaya başladı. Bulut hem uzuyor hem de küçük pofuduk bir merdiven şeklini alıyordu. “Haydi atla üzerime” dedi.Minnoş bu oyunu çok sevdi. Hemen bulutun üzerine atladı, teker teker minik basamakları inmeye başladı. Minnoş adımını attıkça sonraki merdiven oluşuyordu. Biraz sonra Minnoş, en alttaki basamağa ulaşmıştı bile. En son basamağa gelmişti işte, oradan da toprağa atladı. Maviş, Minnoş’u yere indirdikten sonra hızla gökyüzüne yükseldi. Minnoş’un buluta yardım ettiğini kimse fark etmemişti.

     Minnoş yere inmişti ama içine büyük bir umutsuzluk kaplamıştı. Gözlerini yukarıya çevirdi, yaşadığı ev çok yukarıda kalmıştı. Tam ne yapacağını düşünürken ev sahibinin sesini duydu. “Minnoş’um sen nasıl indin aşağıya bakayım” derken, kendisini ev sahibinin kucağında buluverdi. Ev sahibi koşar adım apartmana girdi. Biraz sonra ev sahibi dairesine ulaşmıştı. Minnoş’un annesi ve kardeşleri tekrar onunla buluştukları için çok sevinçliydiler. Minnoş koşarak pencerenin kenarına gelip gökyüzüne baktı. Maviş bulut bir el şekline bürünmüş Minnoş’a el sallıyordu. Minnoş da el salladı.





Sevgili arkadaşımız Mustafa Atış'a çok teşekkür ederiz.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...