31 Mart 2016 Perşembe

Guido Van Genechten Röportajımız

Bugün blogumuzda Belçikalı yazar ve çizer Guido Van Genechten'i konuk ediyoruz. "Rikki" serisi dünyaca bilinen ödüllü sanatçı, ülkemizde özellikle daha önce şurada bahsettiğimiz "Bil Bakalım Kim" serisiyle ve Küçük Kanguru adlı kitabıyla tanınıyor. Kendisine bir e-mail atarak blogumuz için bir söyleşi yapıp yapamayacağımızı sorduğumda, büyük bir içtenlikle kabul etti ve hemen işe koyulduk. Kendisine blogumuza kattığı değerden dolayı teşekkür ediyoruz.





Merhaba Guido Van Genechten. Sizin bazı kitaplarınız ülkemizde bilinse de, Türkçe'de sizinle ilgili kaynak bulmak güç.Türkiyeli okurlar için bize biraz kendinizden bahseder misiniz? 

Epey uzun zaman önce, 19 Ağustos 1957'de doğdum. Eşim Ida ve ben Antwerp yakınında Mol adında küçük bir kasabada yaşıyoruz. Bobby adında bir kedimiz ve 12 tavuğumuz var. Bobby'nin adını Ten Ten'in yoldaşı ünlü çizgi roman karakteri köpeğine ithafen verdik.Bahçemizde kendi sebzelerimizi ve çeşitli türlerde meyvelerimizi yetiştiriyoruz.
Kendi yaşadığım kasabada Görsel Sanatlar Akademisi'nde Resim ve Boyama bölümünü bitirdim. Orada beni sanat dünyasına tanıtan harika bir öğretmenim vardı.



Çocuk kitapları yazıp resimlemeye nasıl başladınız?

İlk kitabım "Karanlıkta" 1995 yılında basıldı. Daha öncesinde bir matbaada çalışıyordum, çok sıkıcıydı. Ve bir gün işten atıldım. Aslında bu rahatlatıcı bir şeydi fakat şimdi hayatıma kazanmak için yeni bir yol bulmalıydım. Bu kez daha yaratıcı bir iş yapmaya kararlıydım. Eşim bir halk kütüphanesinde çalışıyordu - hala da orada çalışıyor -  bir gün resimli kitaplar çok dikkatimi çekti. Yepyeni, büyüleyici bir dünyaydı keşfettiğim. Ve hemen ilk hikayemi hayal etmeye başladım. Çok sıkı çalıştım ve en sonunda benim yapıtlarıma inanan bir yayınevi buldum.

Kitaplarınız kendi yaşamınızdan izler taşıyor mu? İlham kaynaklarınız neler?

İlham kaynakları her yerde. Benim için en büyük ilham kaynağı genellikle doğadır. Kültür ve özellikle görsel sanatlar da bana ilham verebilir. Müzelere aşığım. İlk kitabımda olduğu gibi bazen kişsel deneyimlerimi kitaplarımda kullanırım. Her şeyin karanlıkta değişmesi fikri benim kendi çocukluğumdan gelmiştir. Ayrıca tüm Rikki serisi kişisel hatıralarıma dayanmaktadır. Hatta Rikki sanki benim kendi portrem gibidir, ona çok benzerim.




Kitaplarınız için nerelerden besleniyorsunuz?

Bol bol müzelere gideriz ve meslektaşlarım neler yapıyormuş görmek için etrafta gezinirim. Eskiden bol bol anaokulu ziyareti yapardım. Çok şey öğrendim orada; çocuklar ne yapar, nasıl davranır, nasıl koşar,zıplar, bağırırlar ve dünyayı nasıl görürler...

Ödüllü bir yazar olarak, sizce çocuk kitapları nasıl olmalı? 

Resimli kitapların nasıl olması veya nasıl görünmesi gerektiğine karar vermek zorunda olmadığım için çok seviniyorum. Ben sadece kendi kitaplarımı elimden geldiğince yapmaya çalışan bir yazar ve çizerim. Bazen başarılıyım, bazen başarısız. Fakat genellikle, sanırım değişik konularda ve stillerde mümkün olduğunca çok kitap görmeleri ve dinlemeleri çocukların yararınadır. Hayal güçleri için her gün bir hikaye veya dinlemeleri iyidir.




Ülkemizde "Bil Bakalım Bu Kim?" serisiyle biliniyorsunuz ve bu seri çocuklar tarafından çok seviliyor. Bu çalışmadan bize bahseder misiniz?

Bu seriyi bayağı uzun bir zaman önce yaptım. Değişik şekillerde katlanmış kağıtlarla oynarken "leporello" olarak adlandırılan tarzı buldum. Burada oynamak anahtar kelime. Yeni fikirler genellikle bu yolla ortaya çıkar. Bu bana bazı sihirli şeyler yapma fırsatı verdi. Her seferinde kitabın yeni bir sayfasını açtığınızda resim tamamıyla değişiyor. Çocuklar buna bayılıyor, yeni çıkacak hayvanın ne olacağını tahmin edebilirler.




Yazdığınız kitaplarla dilini bilmediğiniz bambaşka bir ülkedeki çocukları gülümsetiyor ve onların gelişimine katkıda bulunuyorsunuz. Bu size ne hissettiriyor?

Ara sıra yabancı ülkelerden mektup veya e-posta alırım. Kitaplarımın dünyanın başka bir yerindeki okuyucuların kalplerine dokunduğunu duymak güzel. Ve hepsinin aynı şekilde tepki verdiğini, aynı şakalara güldüğünü ve kendilerini ana karakterin yerine koyduklarını görmek çok iyi.

Türkiyeli çocuklara bir mesajınız var mı?

Kitaplar yazmak ve hikayeler anlatmak... Her şey iletişim kurmak için.
Bir çocuk olarak o özel anını annenle ve babanla, büyükanne ve büyükbabanla, erkek ve kız kardeşlerinle, öğretmenlerinle, arkadaşlarınla paylaşmak...
O hikayeyi paylaşmak ve birbirini dinlemek...
Kendi tecrübelerini anlatmak, iletişim kurmak...
Aslında her şey sevgi için.
Türk çocuklarının hikayelerimden zevk almalarını dilerim.
Teşekkürler.

Sevgili kardeş-arkadaşım Berrin Eralp'e çeviri için teşekkür ederiz.







2 yorum:

  1. Keyifle okudum. İlham verici... Teşekkürler... Bravo size...Neval 😘 Berrin 😘 Selimo 😘

    YanıtlaSil
  2. Fikir güzel röportaj güzel farklı kişilerle devam etmesini isteriz.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...